top of page

Özel ÖÄŸrenme GüçlüÄŸü (Disleksi)

Çocuk Kütüphanesi

Disleksi, zekâsı normal ya da normal üstü olan, herhangi bir duyusal, nörolojik, fiziksel, ruhsal ve kültürel özrü olmayan okuma, yazma, matematik, kendini ifade etme, düÅŸünme, zaman ve mekanda yönelme alanlarından biri veya birkaçında yetersizliÄŸe yol açan bir bozukluktur.

 

Belirtileri Nelerdir?

​

  1. Okuma bozukluÄŸu: DiÄŸer adıyla, okuma güçlüÄŸü nedir? Kelimeleri tersten okuma, kelimeleri atlama, heceleri atlama, heceleri karıştırma, harfleri karıştırma, duraksayarak okuma gibi okuma güçlüÄŸü çekerler.

  2. Yazma bozukluÄŸu (Disgrafi): Yazı yazmak istediklerinde harfleri ters yazmaları, bazı harflerle rakamları karıştırmaları, kısacası birbirine benzer sembolleri karıştırıp hatalı kullanmaları olasıdır. Örnek: “E” harfini ters yazabilir veya “E” yerine “3” rakamını kullanabilirler. Özellikle küçük “d” harfi ile “b” harfi, noktalı harflerle noktasız harfler sıklıkla karıştırılır.

  3. ÖÄŸrenme bozukluÄŸu – ÖÄŸrenme güçlüÄŸü: Basit komutları takip edemeyip öÄŸrenme güçlüÄŸü yaÅŸayabilirler. Örnek: Sağını, solunu karıştırabilir, ayakkabılarını ters giyebilirler. Bu gibi durumlar yaşıtlarından geri kalmalarına sebep olur.

  4. Anlama bozukluÄŸu: Bu kısım dikkatle de alakalıdır. Disleksili çocuklar, dikkatini sürdürme konusunda güçlük çekebilirler. Dikkat bozukluÄŸu ile disleksinin birlikte gözlemlenmesi olasıdır. Bu sebeplerle anlama bozukluÄŸu problemiyle karşılaÅŸabilirler.

  5. ÇeliÅŸki: Resim, müzik, matematik gibi alanlarda sizi ÅŸaşırtabilecek performans sergileyip yaşıtlarından çok daha iyi iÅŸler yapabilirler. Disleksili çocuklar, özel yetenekli çocuklardır. Bu durum sizin kafanızı karıştırabilir; sizi “istese yapar” gibi yanlış düÅŸüncelere sevk edebilir. Aslında okuma bozukluÄŸu zeka ile alakalı deÄŸildir. Disleksili çocuklar beynin sol ön lobunu kullanmakta güçlük çektikleri için “istemeleri” yetmez. Desteklenmeleri gerekmektedir.

 

Özel öÄŸrenme güçlüÄŸü olan çocukların genel davranış özellikleri

​

Okul öncesi dönemde:

• KonuÅŸmada gecikme görülebilir.

• Birbirine yakın heceli kelimelerde sesler karıştırılır. (“Su” yerine “bu” gibi)

• Ayakkabıların baÄŸlanmasında baÅŸarısızlık yaÅŸanır.

• SaÄŸ-sol karıştırılır.

• Bir iÅŸ yapılırken her iki el de kullanılır, kullanılacak el konusunda belirgin bir seçim yapılamaz.

• Alfabedeki harf ve seslerin öÄŸrenilmesinde zorluk yaÅŸanır.

• Zaman ve yön kavramları birbirine karıştırılır. Okul döneminde:

• Okuma geç ve zor öÄŸrenilir.

• YavaÅŸ ve hatalı okunur.

• Yazı bozuklukları çok sık görülür.

• Matematikte güçlük çekilir.

• Çarpım tablosunu öÄŸrenememe görülür.

• Ä°mla ve noktalama hataları yapılır.

• d ile b, p ile b harflerini karıştırılır.

• OkuduÄŸunu anlamada sorun yaÅŸanır.

• Okurken sık sık harfler karıştırılır (“daÄŸ” yerine “baÄŸ”, “sal” yerine “ÅŸal” vb.).

• Harflerin sırası karıştırılır (“kız” yerine “zık” veya “ızk” vb.).

• Benzer kelimeler birbirine karıştırılır (“incir” yerine “zincir”, “en” yerine “ne” vb.).

• Ayna görüntüsü ile ters olarak yazma.

• Bazı kelimeler yanlış hecelenir, hece atlanır, heceler tersten okunur - yazılır.

• Sesli okuma sırasında vurgulamalar iniÅŸli - çıkışlı olur ve noktalama iÅŸaretleri görülmez.

• Dil sorunları görülür.

• Sayfa yanlış ve düzensiz kullanılır, çizgiler arasında yazmada zorluk yaÅŸanır.

• Kelimeler çok yer kaplayacak ÅŸekilde aralıklı veya birbirine çok bitiÅŸik yazılır.

• Yuvarlak ve düz çizgiden oluÅŸan harfleri yazmada zorluk yaÅŸanır.

• Aşırı düzensizlik görülür.

• Dikkat dağınıklığı veya erken unutma görülür.

• Geç ve yavaÅŸ yazılır.

• Åžekiller, semboller ve iÅŸaretler tersten algılanır ve yazılır. ( “+” yerine “x” kullanma gibi)

• Öz güven yoksunluÄŸu yaÅŸanır.

• Problem çözme becerilerinde gerilik gösterirler.

• Yazılı sınavlarda baÅŸarısızlık oranı sözlü sınavlara kıyasla daha yüksektir.

• Zamanı kullanma, kavrama ve söylemede zorluk yaÅŸanır.

• Kurulan cümlelerin sonunu getirmede zorluk yaÅŸanır, genelde kısa cümleler kurulur.

• Aşırı hareketli ya da aksine çok duraÄŸan olabilirler.

• Birden fazla iÅŸlem gerektiren problemlerde sorun yaÅŸarlar.

• Soyut kavramları algılamada zorluk yaÅŸanır.

• Organize etme, sentez ve analiz etmede güçlük yaÅŸanır. • Uyum sorunu görülür.

• Görsel ve iÅŸitsel algıda yavaÅŸlık söz konusudur.

• Motor koordinasyon sorunları yaÅŸanır.

 

Tedavi

​

ÖÄŸrenme bozukluÄŸunun tedavisinde ilaç kullanılmaz, tedavi eÄŸitimle gerçekleÅŸir. Ancak hiperaktivite veya dikkat eksikliÄŸi gibi durumların varlığında ilaçla destek saÄŸlanır. ÖÄŸrenme güçlüÄŸü olan çocuk ve gençlerin eÄŸitimi sadece normal sınıf müfredat programı ve özel dersleri ile gerçekleÅŸememektedir. Tanı konulup deÄŸerlendirme yapıldıktan sonra oluÅŸturulan özel eÄŸitim programıyla ve psikopedagojik yaklaşımla yapılacak eÄŸitsel terapiyle öÄŸrenme gerçekleÅŸebilmektedir. Terapinin baÅŸarısı olgunun çok iyi deÄŸerlendirilmesine baÄŸlıdır. Psikolojik terapi yapılmazsa öÄŸrenme bozukluÄŸu kendiliÄŸinden düzelmemektedir. Terapinin amacı; her çocuÄŸun ihtiyacı doÄŸrultusunda öÄŸrenme deneyimleri kazanmasını saÄŸlamaktır. Tanı sonucunda özel bir eÄŸitim programı oluÅŸturulur.

Tedavi sırasında uygulanacak psikopedagojik programın ilkeleri:

1. Sorunla ilgili öncelikle ebeveyni bilgilendirmek.

2. ÇocuÄŸun öÄŸretmenini varsa PDR servisini bilgilendirmek ve iÅŸbirliÄŸi yapmak.

3. Yetersiz ve sorunlu olan becerileri geliÅŸtirici özel eÄŸitim programı hazırlamak, hedefleri saptamak.

4. Terapi programı uygulanırken adımların küçükten büyüÄŸe, kolaydan zora, yakın hedeflerden uzak hedeflere doÄŸru pekiÅŸtirilmesine dikkat etmek.

5. Geri bildiren, farkına vardıran, düzelttiren bir yaklaşımla çocuÄŸun hatasını fark edip düzeltmesine fırsat vermek.

6. Anne-babayı, çocuÄŸun öÄŸrenme, ders çalışma, davranış ve alışkanlıklarındaki sorunlarla nasıl baÅŸ edecekleri konusunda eÄŸitmek, onlara danışmanlık yapmak.

7. ÖÄŸrenme güçlüÄŸüne eÅŸlik eden benlik saygısı, sosyal beceriler ve duygusal davranışsal sorunlar için bireysel-grup terapiye yönlendirmek.

8. Periyodik olarak deÄŸerlendirmek, devam eden sorunlar için yeni programlar hazırlayıp yeni hedefler belirlemek.

ÖÄŸrenme bozukluÄŸu olan çocuÄŸun-gencin psikopedagojik terapisinde en sık baÅŸvurulan eÄŸitim program ve stratejilerinin baÅŸlıcaları:

1. Kephart’ın algısal-motor modeli: Kephart’a göre öÄŸrenme bozukluÄŸu olanlarda kaba motor, ince motor, görsel algı ve beden imajının geliÅŸtirilmesine önem verilmektedir. Tedavisinde kaba motor çalışmalarda yürüme tahtası, ritmik hareketler önemlidir.

2. Getman’ın eÄŸitim programı: GeliÅŸimci görüÅŸe dayanır. Getman’ın eÄŸitim programında genel koordinasyon, denge, el-göz koordinasyonu, göz hareketleri, ÅŸekil tanıma ve görsel hafıza egzersizleri ağırlıktadır.

3. Frostig eÄŸitsel terapi yaklaşımı: Görsel algıya ve dikkate önem verir. Algısal becerilerin otomatikleÅŸmesi için sürekli tekrarlanması gerekir. Uygun algılama için gerekli olan unsur da dikkattir. ÖrneÄŸin; çocuk “b” harfinin ÅŸeklini öÄŸrenirken harfin ÅŸekline ve çizgilere dikkatini yoÄŸunlaÅŸtırmalıdır. Bu nedenle dikkat yoÄŸunlaÅŸtırma eÄŸitimi algı becerisinin eÄŸitimi kadar önemlidir.

4. Piaget’in biliÅŸsel geliÅŸim kuramı: Bu kuramdan özellikle erken tanı konulabilmesi için yararlanılabilir. Çünkü her geliÅŸim dönemine ait bir geliÅŸim ödevi vardır ve normal birey bunları yerine getirir. Bunlar için algılama önemlidir. Terapide de algının geliÅŸtirilmesine yönelik davranılmalıdır.

5. Duyulara dayanan akademik terapi: Görsel, iÅŸitsel, kinestetik duyulara dayanan pedagojik yaklaşımdır. Çocuk bir harfi görür, adını duyar, söylerken parmağıyla üzerinden gider, söyleyerek yazar. Bu teknikte okuma ve yazma eÄŸitimi beraber gider.

6. Vallet’in psikopedagojik terapi programı: GeliÅŸimci görüÅŸe dayanır. Kaba motor, duyusal motor entegrasyon, algısal-motor, dil-kavram, sosyal geliÅŸim alanlarını geliÅŸtirecek çok sayıda alıştırma içerir. 

Derslerine çalışmak istemeyen, yeterli not alamayan çocuklar öÄŸretmene ve derslere karşı düÅŸmanca bir tavır sergiler. Hayal kırıklıkları onlarda korku, suçluluk ve çekingenlik duygusu yaratır. Kendi deÄŸer ve becerilerinden ÅŸüphe duyarlar. Cesaretlendirilmeye, yüreklendirilmeye muhtaçtırlar. Bu amaçla pedagojik yardımcı derslerde ilk önce çocuklarla çeÅŸitli oyunlar oynar. Bu oyunlar, yap-boz tahtaları, çocuk-dünya oyunu, kukla tiyatrosu, resim boyama gibi yaratıcı oyunlardır. Bu oyunlarda amaç çocuÄŸun disipline edilmesi, temiz, düzgün çalışması deÄŸildir. Tek amaç baÅŸarısızlığın çocuklara verdiÄŸi agresiviteyi açığa çıkarmak, onları nefret-ÅŸiddet duygularından arındırmak ve rahatlatmaktır. Bu arada çocuÄŸu rahatsız eden temel sorunla ilgili ipuçları elde edilir.

Ülkemizde özel öÄŸrenme güçlüÄŸü olan çocuklar özel çabalarla sınırlı sayıdaki, çocuk ruh saÄŸlığı merkezlerinden bireysel psikopedagojik yardım almaktadırlar. Bu kiÅŸiler normal ya da normalin üzerinde zekaya sahip oldukları halde zihinsel özürlüler kadar ÅŸanslı deÄŸildirler (Bunda özel öÄŸrenme güçlüÄŸü kavramının yeni yeni geliÅŸmesi ve tam olarak ne tür önlem alınabileceÄŸi ve nasıl tanılandırılacağı konusunda geniÅŸ bilgiler olmamasıyla da iliÅŸkilendirilebilir. Sorunun çok net olarak karşımıza çıkmaması ve bu durumun zamanla düzeleceÄŸi inancının olması da bunda etkili olabilir). 

 

Öneriler

​

• Çok geç kalınmadan ve zarar verilmeden; fark edilir edilmez bir uzmana götürülmesi. Özel öÄŸrenme güçlüÄŸü özel bir uzmanlık gerektirir. Bu yardım öÄŸretmenlerden beklenmemelidir. Gerekli tıbbi ve psikolojik ölçümler yapılmalı, psikoeÄŸitim ve psikiyatrik destek saÄŸlanmalıdır.

• Özel öÄŸrenme güçlüÄŸü olan çocuk öncelikle olduÄŸu gibi, kimseyle kıyaslama yapmadan ve özel durumu inkar edilmeden kabul edilmeli.

• Sabırlı, anlayışlı ve hoÅŸ görülü olunmalı

• Tutarlı davranmalı. Bir gün sabırlı ve anlayışlı iken diÄŸer gün “senden bıktım” dememeli. Aynı zamanda çocuÄŸa karşı evdeki diÄŸer bireylerin de birbirleri ile tutarlı olmaları gereklidir.

• Her bireyin kendine ait yapabilirlikleri, ilgi ve yetenekleri olduÄŸu unutulmadan; çocuÄŸun yapamadıkları üzerinden deÄŸil yapabildikleri üzerinden hareket edilmeli.

• Okul ve öÄŸretmenleri ile yakın bir iletiÅŸim içine girilerek birlikte ortak adımlar atılmalı.

• Okul dışında gerekli destekleyici eÄŸitim ve çalışmaların yapılması için ilgili yerlere yönlendirilmeli.

• Öz güven kazanması için gerekli desteÄŸin verilmesi, sosyal faaliyetlere yönlendirilmesi, yapabildiklerinin takdir edilmesi ve teÅŸvik edilmesine dikkat edilmeli.

• Çocuktan utanılmamalı ve toplumdan uzaklaÅŸtırılmamalı.

• ÇocuÄŸa her ÅŸeyin yolunda olduÄŸuna dair güven verilmeli.

• Kendini ifade etmesine, farklılıklarını ortaya koymasına izin verilmeli.

• Her çocuÄŸun büyüme - geliÅŸme ve öÄŸrenme seviyesinin farklı olduÄŸunu düÅŸünerek çocuÄŸa dair büyük beklentiler içine girilmemeli, zorlanmamalı ve baÅŸkaları ile kıyaslanmamalıdır.

• Yeterli ilgi ve sevgiyi vererek, onun sizin için ne kadar deÄŸerli ve önemli olduÄŸunu lütfen her defasında belirtiniz.

 (Kaynak: Özel öÄŸrenme güçlüÄŸü “Disleksi” Uygar Salman, Serdal Özdemir, Arzu Berna Salman, Fatma Özdemir Ä°nönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı)

İLETİŞİM

0232 421 20 40

ADRES

Kazım Dirik Mah.

Ord. Prof. Dr. Muhiddin Erel Cad. No:42

Bornova / Ä°ZMÄ°R

SOSYAL MEDYA

Instagram

Bu site MARLEY DİJİTAL tarafından tasarlanmıştır

bottom of page